Gün geçmiyor ki hayvanlarla ilgili bir konuda inanamadığımız, aslında inanmak istemediğimiz haberlerle karşılaşmayalım. 32 yaşındayım. Çocukluğumdan beri her türlü hayvanla ( şehir ve köy hayatında karşılaşılabilecek olanlar tabii ) haşır neşir olan biri olarak kötü bir davranışa maruz kalmadım. Aksine elimi uzattığımda korkan, sinen, kaçmaya çalışan hayvanlarla karşılaşıyorum.
Her canlı gibi savunmasız, korunmaya muhtaç olarak dünyaya gelen hayvanlar yaşamlarını sürdürebilmek adına sert davranışlarla mücadele etmek zorunda kalmakta ve en nihayetinde bazı durumlarda zarar görmemek için zarar veren konumunda bulunmaktadırlar.
Pawlov’un deneyinden varılan sonuçta yemek verilmeden zil sesini duyan köpeklerin salya akıtmaları gibi, fiziki şiddete anlık olarak maruz kalmasalar bile, bütün hayatlarında itilip-kakılan, taşlanıp, kovalanan hayvanların kendilerini korumak amaçlı havlamaları insanları korkutup, taş atmalarına veya garip sesler çıkarmalarına neden oluyor. Bu durum bir kısır döngü şeklinde hayvanın tehlike algılayıp daha saldırgan bir hale gelmesine neden oluyor. Ve en nihayetinde fiziken insanlardan daha güçlü olan hayvanlar ‘isteyerek’ insanlara zarar veren canlılar olarak lanse ediliyor.
Herhangi bir kazanç elde etmek için hiç bir çabaları olmayan, sadece karınlarını doyurmaya ve doğa koşullarına uyum sağlamaya çalışan bir türün, her konuda daha zeki, etkin ve sosyal olan bir tür karşısında bu kadar savunmasız olmalarına rağmen aksine vahşi ve temas edilmemesi gereken canlılar haline getirilmesi çok acı.
Yaşadıkları tüm alanları zapt edip, tehlikeli olduklarını ileri sürüp kapattığımız hapishanelerde baş edemeyecekleri şiddetlere mazur kalmalarına neden olup, özgürlüklerini lütfedip geri bağışladığımızda ise açlıktan ve hastalıktan kırılacakları dağ başlarına bıraktığımız hayvanların kötü, pis, tehlikeli olduğunu ileri süren insanların, kendilerini nasıl değerlendirdiklerini sorgulamak istiyorum bu kötülükleri karşısında.
İsteyerek acı çektirebilen ve bu durumdan zevk alabilen bir tür insan. Ve; insan hayvanın vahşiliğinden dem vurabiliyor olanca arsızlığıyla! Karnını doyurmak için avlanan bir hayvanın vahşi, ancak amacı avladığı hayvanın kafasını duvara asmak olan bir insanın sporcu olduğu bir düzende amacımız sadece farkındalık yaratmak.
Bazı köpek türlerinin sadece ‘vahşi’ sahipleri tarafından yoldan çıkartıldığını, hatta bazı horozların, develerin sadece ‘eğlence’ amacıyla dövüştürüldüğünü tekrar tekrar hatırlatmak amacımız.
Tecavüze uğrayan, acı çekmeleri zevkle izlenen ve insana yaklaşmakta ki amacı belki biraz yemek, belki biraz sevgi olan bu hayvanların aciziyetlerinin içinde kıvranmalarını engelleyebilmek amacımız.
Diğer hiç bir türde olmayan tecavüz, işkence gibi zorbalıkların insanların eseri olduğunu tekrar tekrar hatırlatmak amacımız. Aslında vahşi olanın insan olduğunu fark ettirmek amacımız…
Özge Güngörmez
》Özge Güngörmez (tüm yazıları gör)
- Vahşi Olan Kim? - 7 Şubat 2019
- Dünya’nın en hızlı koşan 10 hayvanı - 26 Kasım 2018
- Yavru Kedilere Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir? - 9 Kasım 2018
- En Kolay Eğitilen Köpek Cinsleri - 9 Ekim 2018
- Denemekte Fayda Var: Kediler Eğitilebilir Mi? - 29 Haziran 2018
vahşi olan biz insanlarızz
Harika yazı! teşekkürler